2 Eylül 2013 Pazartesi

YAŞANILASI ŞEHİR BERLİN... 1.Gün

Berlin in Berlin...                                                                 

     Berlin, Almanya'nın başkenti ve nüfus olarak en büyük kentidir. Nüfusu yaklaşık 3.5 milyona yakındır. İçinden Spree ve Havel nehirleri geçmektedir. 12 idari bölgeye ayrılmış olup, 200,000 'e yakın Türk vatandaşımız yaşamaktadır...  ( detaylı bilgi için tıklayınız. )

     Kısa bir girişgah yaptıktan sonra gelelim Berlin şehrini elimiz el verdiğince tanıtmaya. Yapacağım tanıtım bir nevi Berlin'de gezilecek yerler tadında olup, anlatacaklarım birebir gezilip görülmüş yerlerdir. Sizlerde bizim gibi turlara katılmayıp şehrin havasını koklamayı sevenlerdenseniz okuyacaklarınız işinize baya yarayabilir. 

     Akhisar'da oturduğumuz için bizim uçak rotamız İzmir - Berlin aktarmasız seferi yapan  Sunexpress Havayolları oldu. Size tavsiyem biletlerinizi önceden almanız. Ben 4 ay önceden ağustos ayı için aldığım biletlere yaklaşık 1500 TL ödedim ( 2 yetişkin + 1 çocuk ). Uçaklar Boeing olduğu için çok bir konfor beklemeyin. Koltuk arası mesafeleri 3 saatlik uçuş için baya bir sıkıntı verici. İkram olarakta ufak bir kaşarlı soğuk tost ve su veriyorlar. Ayrıca uçakta film izlemek istiyorsanız 3 Euro gibi extra ücretle kulaklık satın almanız gerekmektedir...

     Gelelim Berlin 'de kalınacak yerlere. 200 bin Türk'ün yaşadığı şehirde eminim ki sizinde orada yaşayan bir akrabanız falan vardır. Biz ablamın evinde kaldığımız için 1 haftalık konaklama ücreti de doğal olarak cebimize kaldı. Eğer ki böyle bir şansınız yoksa size önerim booking.com 'dan otel yada apart ayarlamanızdır.

     Bizim bu seyahatımızı 10 günlük olarak planladık. Gitmeden önce şuan yazısını yazmakta olduğum yazılar gibi çok yazı okuyup, araştırdım, not aldım. Sizde gideceğiniz bu yerlerle ilgili muhakkak notlar alın. Oraya vardığınızda inanın çok işinize yarıyor bu notlar... 10 günlük bu gezimizde rotalarımız İZMİR - BERLİN - HAMBURG - TİMMENDORFER - MORİTSBURG - DRESTEN - PRAG - KARLOVA VARY ' idi... Sizlere bu gezdiğim yerleri ayrı konu başlıklarıyla tek tek anlatacağım. 

BERLİN 1. GÜN

     3 saatlik uçak yolculuğundan sonra Tegel havaalanına indik. Uçuş esnasında sizinde benim gibi 2 yaşında bir kızınız varsa iniş ve kalkışlarda muhakkak çocuklara emzik,biberon yada çubuk kraker gibi şeyler verin. Artık hangisini kullanıyorsa :) Hava basıncı kulaklara vurduğundan inanılmaz korkuyorlar ve deli gibi ağlıyorlar. Biz bu şekilde bir nebze olsun rahatladık.

     Ablamın evi Neukölln 'de olduğundan 30 euro taksi parasıyla eve varabildik. Şunu da belirteyim Almanya'da tüm taksilerin bir id numarası var. Arabanın ön yüzünde ve arka camında bu numaralar yazıyor. Ayrıca her taksinin içinde fatura bulunuyor ve muhakkak bu faturayı inerken isteyin. Çünkü yolları bilmediğiniz için uyanık TÜRK vatandaşlarımız sizi gezdire gezdire taksimetreyi şişirebilir. Eğer kazıklandığınızı anlarsanız bu belgeyle Alman hükümetine yapacağız başvuruyla paranızı fazlasıyla iade ediyorlarmış. Takside unuttuğunuz herhangi bir şey olursa yine bu numaradan taksiye ulaşmanız mümkün.

    Evde kısa bir dinlenmeden sonra çok yakın bir zamana kadar havaalanı olarak kullanılan, şuan ise piknik ve gezi parkuru haline getirilen TEMPELHOF PARK'a doğru yola çıktık.

TEMPELHOF PARK

Tempelhof Giriş


Mangal Yapılan Alan
300.000 m²'lik alanıyla Dünya'nın bilinen ilk sivil havaalanı olan TEMPELHOF tarihi ile de dikkat çekiyor. Nazilerin dahi mimarı Ernst Sagebiel tarafından tasarlanan, bir kilometreden uzun terminaliyle bütün havaalanlarının anası olarak kabul edilen Tempelhof, 1940'ların sonunda Sovyet işgalindeki Almanya'nın direniş sembolü olarak olmuştur. ABD ve İngiltere şavaş uçaklarının halka gıda yardımı, yine buradan sağlanmıştır.


3 girişi bulanan havaalanına girince insan böyle yerler neden bizde yok demeden geçemiyorlar. Bir yanda patenciler, bir yanda bisiklet sürenler, bir yanda mangal yapanlar ... Alan çok geniş olduğu için farklı oluşumlarda oluşmuş burada. Mesela GECEKONDU adı verilen ve daha çok gençleri hedefleyen bir proje başlatılmış. Bir nevi gençlik sanat merkezi olma yolundalar.





                                                                     Gecekondu

     Biraz daha yürüdüğünüzde bu sefer karşınıza bir nevi Firmwille ( Stadtteilgarten Schillerkiez ) çıkıveriyor. Küçük küçük bahçelerde meyve,sebze yetiştirip, derme çatma kulübeler yapıp oralarda vakit geçiriyor insanlar. her bir bahçenin sınırı var ve her biri sahipli. Su ve toprağı taşıyarak bu ortamı yaratanlar bir otobüs şoförü de olabiliyor bir üniversitede profesör de... Güzelliği bu birlikteliğin altında saklı anlaşılan.



     Böylesi büyük bir alanı ticari alana dönüştürme çabalarına karşı eylemleriyle karşı çıkıyor burada yaşayanlar. Birçok firma şimdiden teklif bile vermiş bu alana. Bir nevi bizim Gezi Parkı eylemi yani. Bakalım zaman neyi gösterecek bu alan için.



     Biraz daha ilerlediğimiz de 2010 yılında açılışı yapılan 3 ayrı üniversiteden 70 öğrencinin emeğiyle ortaya çıkan Tempelhofer Kunstflugfeld çıkıyoruz. Burası farklı heykellerin yer aldığı açık hava sanatevi gibi.



     Rotamızı Terminal yoluna doğru çevirince bu sefer karşımızı Hundeauslouf ( dog run ) çıktı. Burası köpekler için yapılmış, tel örgülerle çevrilmiş büyük bir köğek koşu alanı. Köpekler bu alanda tasmalarından kurtulup özgürce koşup,oynaşıyorlar...



     Terminale doğru yaklaştıkça hem kalabalık artıyor. Yollarda sokak çalgıcıları, Almanların meşhur sosis satan büfeleri, cafeler... Meğer kalabalığın olduğu yer Pioneer meydanı olarak geçiyormuş :)









     Burası 14000 m²'lik alanıyla kültürel olayların, konserlerin yapıldığı, spor aktivitelerin olduğu geniş bir alan. Şansımıza o gün heavy rock konseri olduğundan birbirinden ilginç insanları gördük.

     Berlin çok kozmopolit bir yer. Burada farklı yaşayış tarzını benimsemiş insanlar ( gay, homeseksüel vb. ) rahatça gezip hayatlarını yaşayabiliyor. Biz Türkler ilk başta bu durumu garip bulsakta zamanla alışıyoruz. Sonuçta herkesin kendi hayat seçimi...



     Uzun bir yürüyüş yaptığımızdan konser alanın dışında biraz dinlenip etrafı seyrettik. İlk günün yorgunluğu, hava değişimi, çocukların acıkması gibi nedenlerden artık eve dönme vakti. 2. gün programı baya kalabalık ve sabah erken kalkmamız gerekiyor :)







0 yorum:

Yorum Gönder